Dünya daha adil dönecek

İslami Finans. Uluslararası Finans Sistemleri Forumu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımı ile açıldı. Finans dünyasının önde gelen temsilcileri, gelecek nesiller için daha adil, kapsayıcı ve istikrarlı bir finansal sisteminin inşası yolunda potansiyel çözüm yollarını masaya yatırdı.

Etkinlik Hit: 1514 / Yorum: 0 / 2 Ekim 2013 15:47
Dünya daha adil dönecek
-A +A

İstanbul’da ‘Uluslararası Finans Sistemleri Forumu’ yapıldı. İlginç ve ezber bozmaya aday bir konusu vardı: ‘Sürdürülebilir Kalkınma İçin Sürdürülebilir Finans’. Forum, İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC), Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB), Borsa İstanbul, İslam Kalkınma Bankası Grubu ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ortaklığında gerçekleştirildi. Forum’a Türkiye’den; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de katıldılar.

Paradigma değişimine ihtiyaç var
Forumun açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, "Mevcut Küresel Finansal Sistem, derin bir şekilde sallanırken, ülkemiz, bölgemiz ve dünyada, sancılı ve acılı geçen bu günlerde, küresel anlamda, köklü bir paradigma değişimine ihtiyaç var." dedi. Olpak şunları söyledi:
“Dünyanın, siyasi ve iktisadi haritasında güç merkezlerinin değişip, ağırlık merkezinin, Batı serüveninden sonra, tekrar Doğu’ya kaydığının tartışıldığı bir süreçteyiz. Bu süreç, Batı-Doğu arasındaki çarpıklıktan başlayarak, dengeleri değiştirecek görünüyor.”İslami finans gelişemedi
Forum’da konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, küresel risk ve belirsizliklerin devam ettiğine dikkat çekerek “Piyasalara olan güven hala tam anlamıyla tesis edilemedi. Bu nedenle küresel finans sitemi sorgulanmaya başlandı. Bunun en önemli sebebi ekonomi ve finans sektöründe amaç ile araçların birbirine karıştırılmasıdır” dedi.
Küresel ekonominin büyük bir türbülanstan geçtiğini dile getiren Gül, özellikle gelişmiş piyasa ekonomilerinde etkileri daha çok hissedilen krizin temelinde finansal sistemdeki sorunlar olduğunu belirtti. Ortaya çıkan olumsuz ekonomik tablodan tüm dünyanın etkilendiğini vurgulayan Gül, küresel ekonomik krizden çıkışı hızlandıracak alternatif politika ve yöntemlerin değişik bakış açıları çerçevesinde tartışılmasının çok büyük faydalar getireceğini kaydetti.
Uzun yıllar İslam dünyasında bankacılık ve finansal enstrümanlar konusunun sadece ilahiyatçıların ilgilendiği bir alan olarak kaldığına işaret eden Gül, bu nedenle konvansiyonel bankacılık ve finansal araçlar büyük hacim ve derinlik kazanırken İslami finansman sektörünün çok geride kaldığını söyledi.
Hazırlıkları süren İstanbul Finans Merkezi’ne de işaret eden Gül, şu noktalara değindi: “Hazırlıkları büyük bir hızla yürütülen İstanbul Finans Merkezi sadece ülkemiz için değil bölgemiz için de büyük kazanç olacaktır. İstanbul Finans Merkezi ile birlikte -başta İslami finans alanında olmak üzere- yeni mali enstrümanların küresel mali sisteme kazandırılmasına yardımcı olmayı öngörüyoruz. Esasen Türkiye İslami finans alanında en hızlı gelişme gösteren ülkelerdendir. Ekonomik aktörlere, geleneksel bankacılık sistemine ilave seçenekler sunan bu uygulama, Türk ekonomisine de dinamizm kazandırmıştır. Katılım bankaları olarak adlandırılan ülkemizdeki faizsiz finans kuruluşları, bankacılığı düzenleyen yasalarla aynı kapsamdadır. Bu son derece isabetli bir yaklaşımdır. Zira faizsiz iş modeli bu tür bankaları faiz riskinden muaf tutuyor görünse de likidite riski tüm finans kuruluşları için geçerlidir. Katılım bankaları yeterli mevduat toplayabildikleri ve gerektiğinde varlıklarını satabildikleri ölçüde bu riski aşabilir. Bu açıdan katılım bankaları ile diğer bankalar arasında fark yoktur. Hatta katılım bankacılığı ilave bazı kısıtlamalarla da karşı karşıyadır. Faizli işlemlerden uzak durulması, bu bankaların likidite ihtiyaçlarını karşılamalarını zorlaştırmakta ve maliyetleri de artırmaktadır. Örneğin bankalar arası para piyasası, mali enstrümanların işlem gördüğü ikincil piyasalar ve en önemlisi merkez bankalarının sağladığı son kredi mercii kolaylığı gibi likidite yöntem ve enstrümanları -faiz bazlı işlemler olduğu için- katılım bankalarınca kullanılamamaktadır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde katılım bankaları için en önemli meydan okuma bu sorunların çözüme kavuşturulması meselesidir.”

Şimşek: FED’in kararını bekliyorduk
“Sürdürülebilir Kalkınma için Sürdürülebilir Finans” temasıyla düzenlenen “Uluslararası Finansal Sistemler Forumu”nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, FED’in politika değişikliğinin piyasaları sarstığı bir döneme denk gelmesine karşın Varlık Barışı‘nda çok ciddi beyan olduğunu söyledi. Şimşek, “Beyanlar ciddi düzeyde. Ümit ediyorum beyanlar gerçeğe dönüşür” dedi. Şimşek, en son yaptıkları açıklamada 50 milyar TL beyan edildiğine de atıfta bulunarak “50 milyar TL’ye referans veriyorum” ifadelerini kullandı. Şimşek, Türkiye’de getirilerin de daha yüksek olduğuna atıfta bulunarak “Bütün dünyadan insanlar parasını Türkiye’ye getiriyor. Bizim vatandaşımızın dışarıda tutması beni şaşırtıyor” diye konuştu.
Paranın bir zamanlar yurtdışına gitmesinin sebebinin vergiden kaçırma amacıyla olduysa da bunun artık imkanının kalmadığına değinen Şimşek, “Biz bütün vergi cennetleri ile ya anlaşma yaptık, ya yapıyoruz ya da yapacağız” dedi.
Maliye Bakanı Şimşek alternatif piyasaların gelişmesinin Türkiye’nin lehine olacağını ifade ederek, şunları kaydetti: “Türkiye tasarruf ihtiyacı olan bir ülkedir. Bu yolla körfezdeki yatırımcıdan daha çok kaynağı Türkiye’ye getirirsek, bu hem maliyetlerimizi olumlu etkiler. Hem de imkanlarımızı olumlu etkiler. O nedenle bu konferans çok anlamlı. Özellikle İslami finans ürünlerinin likiditesinin artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması çok önemli. Şuan en büyük sıkıntı bu. O yüzden İbrahim Bey’in (Borsa İstanbul) dükkanını çok sık kullanmalıyız. Borsa İstanbul’u kullanmamız lazım. Borsa İstanbul bu likiditeyi sağlayacak tek platformdur ve çok önemlidir. Ancak bu enstrümanlar el değiştirip, fiyatlanabilirse ve işlem görürse likidite artar. Bunun sayesinde sistem daha da gelişir.”

Krizin çaresi alternatif finans
Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Osman Akyüz, özellikle son yıllarda görülen finansal krizlerin, finans sektörünün çok iyi yapılandırılması ve denetlenmesi ihtiyacını ortaya koyduğunu belirtti. Akyüz, bu yapılandırmada, mevcut sektörün spekülasyon ve belirsizliğe açık, reel sektörden bağımsız hareket ederek balon ve toksitli aktiflere yol açan yönünün de mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini düşündüklerini ifade etti. Akyüz, son finansal krizlerin bu faktörlerin ihmal edilmesinden ve aşırı para kazanma hırsından kaynaklandığına dikkati çekerek, denetimdeki zafiyetin de krizlerin boyutunu büyüttüğünü anlattı. Krizlerden korunmanın çarelerinden birisinin de alternatif finans modellerine yönelmek olduğunu aktaran Akyüz, "Bu modellerin başında Türkiye’de adı 'Katılım Bankacılığı' olan İslami bankacılık geliyor. Çünkü İslami bankacılık belirsizliğe, spekülasyona kapalı olması ve reel sektörle birebir ilişkili özelliği nedeniyle krizleri önleme potansiyeline sahiptir" diye konuştu. Bu özelliklerine, hızlı artış temposuna ve giderek artan bilinirliğine karşın dünyada toplam bankacılık sektörü içindeki payının yüzde 1 civarında bulunduğuna değinen Akyüz, bu oranın arttırılmasının, İslami bankacılığın düşünceden aksiyona geçirilmesi yoluyla mümkün olacağını aktardı.

Facebook'ta paylaş butonu
Print
Yorum Yap
Yorumunuz
1000

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Facebook Yorumları
Günlük Gazeteler
Oku